Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pancar

Resim
Vaktiyle iki erkek kardeş vardı. İkisi de askerdi; biri zengindi, diğeri fakir. Fakir olanı hayatını kazanmak için üniformasını çıkararak çiftçi oldu. Kendine ait olan tarlayı sürdükten sonra oraya pancar ekti. Tohumlar tuttu, pancar çıktı ve öyle büyük oldu ki, pancarlar kralı adını aldı. Böylesi şimdiye kadar görülmemişti, bundan sonra da görüleceği yoktu! Daha sonra bu pancar iki öküzün çektiği bir arabayı doldurabilecek kadar büyüdü. Çiftçi bununla ne yapacağını bilemedi, yani bu bir şans mıydı, yoksa şanssızlık mıydı? Sonunda şöyle düşündü: "Satsan fazla bir şey getirmeyecek, kendin yesen, az bir şey sana yeter! En iyisi sen bunu krala ver. Hiç değilse ona olan saygını göstermiş olursun!" Uzatmayalım, pancarı arabaya yükledi; iki öküzü koştu ve götürüp krala hediye etti. Kral, "Bu ne acayip şey! Şimdiye kadar çok mucize gördüm, ama böylesine hiç rastlamadım. Nasıl bir tohum kullandın sen böyle? Yoksa bunu sen mi icat ettin? Şanslı adamsın vesselam" dedi. ...

Yedi Kahraman

Resim
Bir zamanlar yedi kafadar vardı; birincisinin adı Bay Schuiz'du; İkincinin Jackli, üçüncünün Marli, dördüncünün Jergli, beşincinin Michael, akıncının Hans ve yedincinin Veitli'ydi. Bunlar hep birlikte dünyayı dolaşmaya, macera yaşamaya ve büyük işler başarmaya karar verdiler. Başlarına bir şey gelmemesi için silahlandılar. Ne var ki, yegâne silahları çok sağlam, çok uzun bir mızraktı! Bu mızrağı yedisi birden yakaladı; en önde en soğukkanlısı, en delikanlısı -ki, bu Bay Schulz olmalıydı- yürüyor ve diğerleri onun peşinden geliyordu; en arkadan da Veitli. Uzun bir yol kat ettikten sonra harman zamanı bir köye vardılar. Orada gecelemek zorunda kaldılar. Çünkü hava kararmıştı ve çimlerin üzerinde koskoca bir bok böceği vardı, ayrıca az ilerde çalılıkların arkasında bir eşek arısı düşmanca vızıldamaktaydı. Bay Schulz çok korktu ve mızrağı elinden bıraktı. Ecel terleri dökmeye başladı ve arkadaşlarına, "Davul sesi duyuyorum" diye seslendi. Onun arkasında, mızr...

YAVRU KİRPİ MASALI

Resim
Bir varmış bir yokmuş, Ormanın derinliklerinde çok şeker hayvanların yaşadığı bir köy varmış. İlkbahar geldiğinde bütün çiçekler açmış, bütün yavru hayvanlar oyun oynamak için yuvalarından çıkmaya başlamışlar. Bu yavru hayvanların arasında bir sincap, bir kirpi bir de fındık faresi varmış. “Haydi top oynayalım.” demiş fındık faresi. Çocuklar hoplaya zıplaya top oynamaya başlamışlar. Sincap topu fırlatmış, fındık faresi yakalamış. Fındık faresi topu attığı gibi top kirpi yavrusuna doğru yol almış. Kirpi tam topu yakaladım diye sevinecekken top kirpi yavrusunun dikenlerine çarpmış ve patlamış. Yavru kirpi korkudan ağlamaya başlamış. Onun üzülmesine dayanamayan fındık faresi “Lüften ağlama gel başka bir oyun oynarız.” demiş. Sincap hızlıca bir ağaca tırmanmış ve uzun bir sarmaşık koparmış. “İşte bakın bununla ip atlayabiliriz.” demiş heyecanla. Yavru kirpi göz yaşlarını silmiş ve “Hadi oynayalım.” demiş. Fındık faresi ve kirpi ipi sallamış ve sincap ipin üzerinden atlamaya b...